Loader

1+1=199 TL İndirim Kodu: Love 1+1=199 TL İndirim Kodu: Love

Yaptığın Her Seçim Seni Özgürleştirir

İSMAİL EGE ŞAŞMAZ 

Barış, Faysal ve Harun’u İsmail Ege Şaşmaz’dan dinlediğinizde bu yetenekli oyuncunun canlandırdığı role kattığı derinliği, söz konusu performansı izlemeden de hissedebilirsiniz. O, oyunculuğu hiç bitmeyen bir okul gibi nitelendiriyor, biz de onu iştahı hiç tükenmeyecek bir öğrenci gibi görüyoruz. 


İlk oynadığın rol neydi? 

Dizi oyunculuğuna Güneşi Beklerken projesiyle başladım. Barış karakterini canlandırıyordum. 16-17 yaşlarında bir lise öğrencisi, annesi ve babasını küçükken trafik kazasında kaybetmiş, babaannesiyle yaşayan başlarda sessiz sakin okulun basketbol kaptanı olan Barış... Hep çok özel olacak benim için yeri. 


Son oynadığın rolle ilgili neler düşünüyorsun?

Uyanış: Büyük Selçuklu dizisinde Hasan Sabbah’ın manevi oğlu Bağdatlı tüccar, Faysal’ı canlandırdım. Bu zamana kadar çıkardığım bütün karakterlerden daha farklıydı. Acımasız, babasına canı pahasına bağlanmış bir savaşçı. Karakteri oynamak çok keyifliydi çünkü hem bol bol aksiyon sahnelerimiz vardı hem de derinliği olan bir karakterdi. Ayrıca çekimlerini henüz bitirdiğim bir dijital projede de yer aldım. Blu TV’de yayınlanacak “Saklı” projesinde çok keyifli bir karaktere hayat verdim. Heyecanla bekliyorum. 


Genel olarak rollerini sahiplenir misin?

Tabii ki. Karaktere ya da duruma inanmazsanız kimseyi inandıramazsınız. Ben ilk önce kendi hislerimi bir kenara koyup, oynadığım karakterle bütün olmaya çalışıyorum. Kayda girdiğimiz an bu şekilde hissederek oynuyorum. 


Kitlelerle temas etmenin en keyifli yanı nedir?

Bizim için en büyük mutluluk, temas ettiğimiz kitlelere performansımızı, oynadığımız karakteri benimsetmek. Yolda yürürken ya da sosyal platformlarda buna yönelik yorumlar, mesajlar beni çok mutlu ediyor. 


Mesleğinde ya da hayatında sınırlandırıldığını hissedersen ne yaparsın?

Daha önce böyle bir durumla karşılaşmadım, herhalde tahammül edemeyeceğim bir şey olur. 


Oyunculuğu hiç bilmeyen birine nasıl tarif ederdin?

Öncelikle bu işe gönülden bağlı olmak gerekiyor. İşin çok zor ama aynı zamanda da çok keyifli yanları var. Hiç bitmeyen bir okul gibi aslında. Sürekli kendinizi geliştirmek zorundasınız, her karakterde bambaşka bir bakış yaratmak, farklı düşünmek gerekiyor. Her senaryo sizi başka yaşamlara sürüklüyor. 


Neyin daha fazlasını yaşamak isterdin ya da daha fazlası dediğimizde aklına ne geler geliyor? 

Çocukluğumu daha dolu dolu yaşamak isterdim. Çok yaramaz bir çocuktum, yerimde durmazdım, ailem sakinleşmem ve bir şeyler öğrenmem adına beni çalışmaya teşvik etti. O yaşlarda çalışmak ve para kazanmak çok zevkliydi. Ama oyun zamanlarımı biraz da olsa kaçırmış oldum. 


Oyunculukta deneyim alanını genişletmek, paralel alanlara göz kırpmak gibi bir niyetin var mı? 

Oyunculuktaki deneyimimi genişletmekten vazgeçeceğimi hiç düşünmüyorum. Oyunculuk dışında doğru zaman geldiğinde ve kendimi hazır hissettiğimde kamera arkasında yapmak istediğim birçok şey var. Zamanla göreceğiz. 


En son hangi filmden ya da oyunculuktan çok etkilendin?

Son günlerde tekrar eski yapımları izlemeye başladım. İlk önce belgeselde filmin nasıl yapıldığını, ardından çekimlerde karakterin nasıl oluştuğunu izliyorum. Forrest’ı oynayan Tom Hanks’in karakterinin nasıl konuşacağını ve hareketlerini, çocukluğunu oynayan karakterin sesinden ve hareketlerinden aldığını öğrendim. Bu paha biçilemez bir durumdu benim için. Senaryonun ve oyunculukların nasıl olduğundan bahsetmeme bile gerek yok. 


Bu arada yaratıcılığını artırmak için neler yaparsın?

Hayal dünyamı sürekli genişletmeye çalışıyorum. Kişisel gelişim kitapları okuyorum. Ufkumu genişletecek filmler ya da kısa filmler izlemeye özen gösteriyorum. Normal hayatımda da insanları izleyen ve gözlem yapan biriyim. 


Gelecek planları yapan biri misin? 

Gelecekle ilgili planlarımı lise zamanımda yapmıştım. 18 yaşında İstanbul’a gelip oyuncu olmayı istemek, kendime bir köpek evlat edinip onunla yaşamak ve 27 yaşımda evlenmek gibi... 

“Bazen dönüp baktığımda yıllar öncesinden yazdıklarımı buluyorum, bunlar beni geçmişe götürüp çoğu kez kendime getirmiştir. Bazen yaşadıklarınızı unutabiliyorsunuz. Ancak yazdıklarınız hep orada kalıyor ve size nereden göz kırpacaklarını çok iyi biliyorlar.” 

Bu planlarımı yerine getirdim, aslında onlara plan değil hayallerim desem daha doğru olur. Bunun dışında genelde kısa dönemli planlar yapmaya çalışıyorum. 


Her gün en az bir kere seyretmek zorundasın. Hangi film? Hangi yönetmen?

Shutter Island, Martin Scorsese. 


Seyahat edip hayatına kaldığın yerden devam etmek mi yoksa sürekli bir göçebelik hali mi? Hangisi sana göre?

Seyahat etmeyi seviyorum. Yeni yerler görmek ve oraları gezmekten hoşlanıyorum. Yaşadığım yeri benimseyip, konfor alanımı oluşturmak benim için çok kolay değil. Ancak o alanı oluşturduktan sonra bundan vazgeçmek de zor oluyor. Yaşadığım yerde oluşturduğum samimiyet benim için çok önemli; komşularım, bakkalım, cafe’m... Birbirimizi tanıyıp, arkadaş olmamız benim için önemli, bu şekilde yaşamayı seviyorum. 


Ellerinle yapmayı en çok sevdiğin şey nedir?

Yazmak. Mutlu olduğumda da üzgün olduğumda da, en sıkıştığım, sabırsız hissettiğim anlarda bütün duygularımı yazıya dökerek kendimi ifade ederim. Yazdıklarımı birinin okuması için değil 

sadece kendim için yazarım. Bazen dönüp baktığımda yıllar öncesinden yazdıklarımı buluyorum, bunlar beni geçmişe götürüp çoğu kez kendime getirmiştir. Bazen yaşadıklarınızı unutabiliyorsunuz. Ancak yazdıklarınız hep orada kalıyor ve size nereden göz kırpacaklarını çok iyi biliyorlar. 


Seçimlerini kontrol etmenin seni özgürleştirdiğine inanıyor musun? 

Benim için özgürlüğün tanımı bu olabilir. İstemediğim herhangi bir şeyi asla yapmam. Kimse de bunu bana zorla yaptıramaz. Yaptığımız her seçimin bizi özgürleştirdiğine inanıyorum. 


Şu an settesin, El Kızı’nın çekimleri nasıl gidiyor?

Çok eğlenceli, çok içten ve çok keyifli gidiyor. Bu projeye gönülden isteyerek dahil oldum. Oyuncu arkadaşlarımla, Feride Hoca’yla ve ekibiyle çalışmak, çekim ekibimiz, her şey çok güzel devam ediyor. Yakında ekranda görüşeceğiz. 


Canlandırdığın bu rolle gerçek hayatında iyi anlaşır mıydın sence? 

Harun gerçek hayatta çok eğleneceğim, her muhabbette karnıma ağrılar girecek kadar güldüğüm bir arkadaşım olurdu. Her gün birbirimizi aramasak da her buluştuğumuzda konuşacak çok şeyi olan iki yakın arkadaş olurduk.