Loader

1+1=199 TL İndirim Kodu: Love 1+1=199 TL İndirim Kodu: Love

Müzik Ve Eğlence Sektörü Hareketlenirken Önemli İsimlere Sorduk: Özgürlük & Kontrol Sana Ne İfade Ediyor?

Müzik Ve Eğlence Sektörü Hareketlenirken Önemli İsimlere Sorduk: Özgürlük & Kontrol Sana Ne İfade Ediyor?

MÜZİK SEKTÖRÜNDE GERİ DÖNÜŞLER 

Üstümüzdeki pası atarken bir yandan da özlediğimiz yaşam kültürünün haritasında açılan yeni yolları keşfetmek için gereken hazırlığı yapmaya çalışıyoruz. Tam da bu noktada; müzik ve eğlence sektörünün önemli isimleriyle bir araya gelip, olmuşlar ve olabilecekler üzerine sohbet ettik. Pek tabii; bu konuların etrafında dolaşırken, konuklarımızın kendi gündemlerini kurcalamayı da unutmadık. 


Birol Giray


Eğlence ve etkinlik sektörünün içinde bulunduğumuz dönemde yaşadığı ya da yaşayacağı en büyük değişiklik nedir?

İnsanlar eğlenceye hasret kalmış durumda. Evet, şu anda geleceğin mesajlarını veren bir ortam olsa da hala bir hastalanma korkusu var. Mekanlar kapasitelerini düşürdü ve katılımcıların daha rahat oldukları, bireysel alana saygı gösterilen, 

itiş kakışın azaldığı daha huzurlu ortamlar yaşanıyor günümüzde. Yüzyıllar önce yaşanan salgınlarda görülenler şimdi de görüldü. Bence 2024’te de tüm bunlar tam tersine dönecek, insanlar bıkıp usanmadan sosyalleşip eğlenecek. Lokal DJ’lerin daha da önemli bir rolü olacak diye düşünüyorum çünkü dünyanın en büyük festivalleri ve en ünlü kulüplerinde bile program değişiklikleri olmaya başladı. Dolayısıyla gözler, lokal sahneye çevrildi. 

“Yüzyıllar önce yaşanan salgınlarda görülenler şimdi de görüldü.

Bence 2024’te de tüm bunlar tam tersine dönecek, insanlar bıkıp usanmadan sosyalleşip eğlenecek.” 


Yine söz konusu alanda, senin için ülke çapında yaşanmış en zirve olay neydi?

2007’de İstanbul’da yaptığımız Daft Punk konseri. Böylelikle; dönemimizin ve tüm zamanların en önemli elektronik müzik ikilisinin son beş performansından birine imza atmış olduk. 


Senin için kontrol ve özgürlük kavramları ne ifade ediyor? 

Özgürlük benim için; suçluluk duygusu duymadan, baskı altında kalmadan kararlar alabilmektir. Ayrıca rüzgarı yüzümde hissetmek de bana özgürlük duygusu yaşatır. Kontrol ise, bende aşırılara kaçmamayı ve ölçülü davranmayı çağrıştırıyor. Ama tabii ki; amfi, speaker ve motorların güç dolu sesleri de bana kontrol duygusunu yaşatıyor. 


Türkiye’de dans müziğinin kaderine yön vermiş ana figürlerden biri olarak ‘takım ruhu’nun tanımı senin için yıllar içinde değişti mi? 

Evet, bir takım ruhu yıllar içinde oluştu ve yine yıllar içinde farklı noktalara evrildi, çünkü biz gerçekten bir takım oluşturduk. Öğrendiklerimizi genç DJ’lere aktarmak için elimizden geleni yaptık ve bu böyle devam edecek. Bizim başladığımız zamanlarda bir elektronik müzik platformunun varlığı oldukça niş bir olguydu. Hatta bir örneği daha yoktu diyebilirim. Yıllar içinde hep beraber geliştik. Mesela pandemi döneminde de, birikimlerimizi paylaşabilmek amacıyla FG DJ Okulu’nu açtık. Bu da bizim takım ruhumuzu bir sonraki noktaya taşıyan önemli bir gelişme oldu. 


Son olarak Ürdün - Petra’da görkemli bir performans gerçekleştirdiğini biliyoruz. Bu noktadan hareketle ritüeller senin için ne ifade ediyor? 

Petra gibi bir dünya harikasında çalmak bana çok ilham verdi. Bunu bir ritüel haline getirip, dünyanın büyüleyici birçok noktasında, iyi prodüksiyonlarla müzik çalmaya devam edeceğim. 


Siyabend Suvari


Eğlence ve etkinlik sektörünün içinde bulunduğumuz dönemde yaşadığı ya da yaşayacağı en büyük değişiklik nedir? 

Tabii ki öngörüldüğü gibi uzun bir süre etkinliklerde sosyal mesafe ve hijyen kuralları ön planda olacaktır diye düşünüyorum. Şahsen, uluslararası turne rotalarının değişeceğini de öngörüyorum; aşılama oranının yüksek olduğu ülkelerin öncelik sırasında önlerde olacağını, aşılanma oranlarının düşük olduğu ve enfekte nüfusun fazla olduğu ülkelerin ise gerilerde olacağını düşünüyorum. Çok yüksek ihtimalle aşısızlar etkinliklere alınmayacaktır – ki biz bu yönde uygulamalarla ilgili planlamalar yapmaya başladık. 


Yine söz konusu alanda, senin için ülke çapında yaşanmış en zirve olay neydi?

Benim için İnönü Stadı’nda yaptığımız Sonisphere Festival 2010, en zirve olaylardan biriydi. Üç gün içinde 105.000 kişi, Metallica, Rammstein ve daha birçok grubun katıldığı festivalin başka bir örneği olmadı ve yakın zamanda da tekrarlanabileceğini sanmıyorum. 


Senin için kontrol ve özgürlük kavramları ne ifade ediyor? 

Etkinlikler adına konuşmak gerekirse kontrol ve özgürlük arasında ince bir çizgi olmalı, ne kontrolsüz olmalı ne de özgürlükler kısıtlanmalı. Seyircilerin kontrol için yapılan uygulamalara dikkat etmesi, organizatörlerin de kontrol adına yapılanları abartmaması ve seyircileri özgür bırakması gerekiyor. 


Türkiye’de uzun zamandır organizasyon kültürüne yön veren bir isim olarak; içinde bulunduğumuz dönem sonunda ‘yeni’ olarak tanımlayabileceğin kavramlar neler? 

Açıkçası zor bir soru. 20 sene önce neredeyse sıfırdan başlayan, emekleyen bir sektörün içinde başlamış biri olarak sektörün şu anda geldiği yerin profesyonel anlamda gayet iyi olduğunu düşünüyorum. Bir zamanlar İstanbul içinde bariyer, ses - ışık sistemleri bulmak zor iken, şu anda tüm Türkiye’de teknik olarak komplike etkinlikler rahatlıkla yapılabiliyor. Birçok ülkede iş yapıyorum ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim; sektör profesyonellerimiz işlerinde gayet iyiler. 

“Bir zamanlar İstanbul içinde bariyer, ses -

ışık sistemleri bulmak zor iken, şu anda tüm Türkiye’de teknik olarak komplike etkinlikler rahatlıkla yapılabiliyor. “ 


Mesleğinin en zor yanı nedir? 

Herhalde belirsizlik. Her krizin ilk kurbanı etkinlikler oluyor (ilgisi olsa da olmasa da). Özellikle pandemi sonrası belirsizlik, dünya çapında sektördeki binlerce insanı çok ciddi anlamda etkiledi. Sanırım eğlence sektörü hala “eğlenme” sektörü olarak algılanıyor ve bu yüzden de birkaç istisna hariç pek destek de görmedik. Mesleğimizin en zor yanı meslek olarak görülmemesi sanırım. 


Mahmut Orhan


Eğlence ve etkinlik sektörünün içinde bulunduğumuz dönemde yaşadığı ya da yaşayacağı en büyük değişiklik nedir? 

Bence pandemi sonrası döneme çok hızlı adapte olacağız, ancak yine de pandemi döneminin etkileri hemen unutulmayacak. İlk etapta, herkes eğlenmeye çok fazla ihtiyaç duyduğu için tüm etkinliklerin çok güzel enerjilerle geçeceğine inanıyorum. Ayrıca; pandemi sonrası çoğu şeye, özellikle de sağlığımıza çok dikkat edeceğimizi düşünüyorum. 


Yine söz konusu alanda, senin için ülke çapında yaşanmış en zirve olay neydi?

Benim için ülke çapında en zirve olaylardan birisi Sibourne etkinlikleri olabilir; pandemi öncesi üç etkinlik yapmıştık, hepsi de çok güzel geçmişti. Unutulmaz anlar yaşadık ve bu yüzden Sibourne etkinliklerini tekrar yapmayı büyük bir heyecanla bekliyorum. 

“Kendinizi kontrol edebildiğimiz noktada ve bunu özgürlükle de doğru bir şekilde bir araya getirdiğinizde; keşfetme ve başarı süreçleri başlıyor.“ 


Senin için kontrol ve özgürlük kavramları ne ifade ediyor? 

Kontrol ve özgürlük bence her insan için önemli kavramlar. Kendimizi kontrol edebildiğimiz noktada, bunu özgürlükle doğru bir şekilde bir araya getirdiğimizde; keşfetme ve başarı süreçleri başlıyor. Bu yüzden bu iki kelime de benim hayatımda önemli bir yere sahip. Bu ikisini doğru yönlendirdiğiniz takdirde, oluşan denge hayatınıza olumlu şekilde yön veriyor. 


Dans ya da elektronik kulvarlarının dışında müzisyenlerle de işler üretmeyi sevdiğini biliyoruz. Sezer Uysal ve Aytaç Kart’la birlikte yeni yetenekleri desteklediğiniz Sibourne Akademi’de de farklı müzisyen profillerine rastlayacak mıyız?

İlerleyen dönemlerde, Sibourne olarak farklı sanatçılarla ve farklı müzik tarzlarıyla bir arada olmayı çok istiyoruz. Çünkü müziğinizi ne kadar fazla paylaşma seçeneğiniz olursa, kendinizi geliştirebileceğiniz alanlar da bir o kadar çoğalıyor. Farklılık her zaman insana tecrübe kazandırıyor. 


Mahmut Orhan’ın dünyasında ‘sound’ kelimesi neyi ifade ediyor?

Benim dünyamda “sound” kelimesi müzikteki karakteri yansıtıyor. Bir parçanın karakterini, o parçanın sound’unun oluşturduğunu düşünüyorum.


Orkun Bozdemir


Eğlence ve etkinlik sektörünün içinde bulunduğumuz dönemde yaşadığı ya da yaşayacağı en büyük değişiklik nedir? 

Bence görünürde pek bir değişiklik olmayacak, çünkü insanlar normal hayatlarına çok hızlı adapte oluyor. Ancak görünürün dışında iki önemli sorun var; birincisi, bu sürecin herkes üzerinde çok ciddi anlamda negatif psikolojik etkileri olmuş olması; müşteri tarafı her soruna karşı hırçınlaştı, bizim taraf da eskisi kadar sabırlı ve anlayışlı değil. Bu nedenle hasret giderme süreci sonrası epey çalkantılı bir ilişkimiz olacağını öngörüyorum. İkincisiyse; yıllardır çabalayarak başardığımız, mekanların ve organizasyon şirketlerinin bu kültürün gerçek temsilcilerinin elinde olması durumunun, pandemi sürecinin finansal etkisi sonucunda yeniden eskiye dönüyor olması; çünkü kimse yatırım almadan hayatına devam edebilecek güçte değil. 


Yine söz konusu alanda, senin için ülke çapında yaşanmış en zirve olay neydi?

Genelde bu sorunun cevabı olarak ‘en kalabalık işler’ yazılır ama benim için doğru kitlenin buluştuğu butik işler, samimi mekanlar ve etkinlikler de en az festival havasındaki ortamlar kadar unutulmaz olabiliyor, seçmek zor. 


Senin için kontrol ve özgürlük kavramları ne ifade ediyor?

Bu iki kavram kendi arasında dengeli olmalı. Bence aşırı özgürlükçülük de aşırı kontrolcülük de sorunlu durumlar. İdeal özgürlüğün sınırı, başkalarının özgürlüğünün başladığı yere kadardır. Bu nedenle kontrolün de özgürlükler açısından değerli olduğunu düşünüyorum.

Mesela benim etkinliğimdeki ses sınırı kontrol edilmezse başkasının dinlenme özgürlüğüne zarar verebilirim. Bu kavramlarla ilgili yaşadığımız sorunlar ise hangi özgürlüğün neye göre kontrol edildiği konusunun doğru çözülememesinden kaynaklanıyor. 

“Benim için doğru kitlenin buluştuğu butik, samimi mekanlar ve etkinlikler de en az festival havasındaki ortamlar kadar unutulmaz olabiliyor. Seçmek zor.” 


Soul Revue ve Klein’dan kalan zamanlarında başka türlü girişimlerde de bulunduğunu biliyoruz. Bize biraz bahsetmek ister misin? 

Hipgrade diye bir takı markası hayata geçirdik, bir seneye yakın bir süredir de markanın temelleri, tasarımlar ve üretim aşamalarıyla uğraşıyoruz. Bu ay bir önizleme koleksiyonu satışa sunduk, sonbaharda geniş kapsamlı koleksiyonların üretimine ve online satışına geçeceğiz. Ayrıca markalarla iş birliği projeleri ve danışmanlıklar yapmaya devam ediyorum. DJ’lik kariyerimi pandemi döneminde özellikle biraz geri plana aldım, gelecek sene çok fazla yurtdışı etkinliği olacak ve lokal sahnede daha az ama daha özel performanslar vereceğim. 


Hem DJ/prodüktör hem de organizatör kimliğinle oldukça yoğun bir çalışma tempon olduğunu biliyoruz. Senin için hangisi daha ağır basıyor? 

Dengeli olması için çabalıyorum. Yaptığım işlerin hepsi birbiriyle bağlantılı olduğu için de bu dengeyi kurmak çok zor olmuyor. Sahneyi sevdiğim kadar sahne arkasını da seviyorum. 


Sezer Uysal


Eğlence ve etkinlik sektörünün içinde bulunduğumuz dönemde yaşadığı ya da yaşayacağı en büyük değişiklik nedir? 

Bence en büyük değişiklik; insanların erken saatte eğlenmeye alışmaya çalışmalarıdır.

Eskiden dışarıya 12’de çıkardık fakat şimdi aynı saatte geceyi sonlandırıyoruz. Bu gerçekten insanların zor alışacağı bir durum olsa da bir süre daha böyle devam edeceğiz gibi görünüyor. 


Yine söz konusu alanda, senin için ülke çapında yaşanmış en zirve olay neydi?

Gece hayatında birçok komik ve hatta trajikomik olay yaşanır. Aklıma gelenlerden ilkini anlatayım; sene 2016, Stimming ile Indigo’da çalıyoruz. Ben gecenin hem warm up’ı hem de after’ından sorumluyum. Warm up görevimi bitirdikten sonra kabini Stimming’e bıraktım, o da harika bir performans sergiledi ve kabini tekrardan ben devraldım. Yaklaşık bir saat sonra kabine birisi yaklaştı ve kulağıma, “Hey Stimming, harika çalıyorsun, böyle devam et!’’ dedi. Ben de, “Ben Stimming değilim ama çok teşekkür ederim!” şeklinde devam ettim. Sonra söz konusu kişi şaşkın bakışlarla kabinin başından uzaklaştı. O sırada ben tabii ki gülmekten parçayı mix’leyemedim. Bu olay benim unutulmazlarımdan. 


Senin için kontrol ve özgürlük kavramları ne ifade ediyor? 

Bence bu iki kavram birbirinden oldukça zıt. Eğer fazla kontrolcü olursan özgür olamazsın ve bazen akışına bırakmak gerekir. Bundan bir ay ya da bir yıl sonrası için plan yapmak bile bence fazla kontrolcü bir davranış. Planlara tabii ki ihtiyacımız var, ancak her şeyin kontrol çerçevesi içerisinde gelişmesini beklemek biraz yorucu ve sinir bozucu olabilir. Olayların genel akışı karşısında kontrol yerine dikkati seçersek zaten bence o zaman özgür olabiliriz. 


Göbeklitepe performansından bahsetmeden geçemeyeceğiz; hislerini tarif eden iki kelime seçsen onlar ne olurdu? 

Mistik ve harikulade! 


Sezer Uysal için ‘doğal’ kelimesi neyi ifade ediyor?

Doğal olan her şeyi çok severim! Günümüzde birçok şey doğallığını yitiriyor ve bu beni gerçekten üzen bir durum. İnsan ilişkileri, sevgiler, aşklar, sanat, yediğimiz yiyecekler... Kısacası her şey! İçten geldiği gibi davranmak artık lüks bir davranışmış gibi kabul edilmeye başlandı. Herkes önyargı sahibi ve doğal olmak, bir çeşit zayıflık göstergesi gibi görülüyor. Bence doğal olmak; insanın içinden geldiği gibi, tamamıyla saf ve temiz bir şekilde hayata karşı duruş sergilemesidir. Çünkü birlikte yaşadığımız doğa ve hayvanlar bize doğal davranıyorlar ve biz onlara haksızlık ediyoruz. 

“Planlara tabii ki ihtiyacımız var, ancak her şeyin kontrol çerçevesi içerisinde gelişmesini beklemek biraz yorucu ve sinir bozucu olabilir.“ 


Hemi Behmoaras 


Eğlence ve etkinlik sektörünün içinde bulunduğumuz dönemde yaşadığı ya da yaşayacağı en büyük değişiklik nedir? 

Açıkçası beklediğim kadar radikal değişiklikler yok ortada. Şu an daha çok ilgi görmekteyiz tabii. Bu, geçici mi olacak bakacağız ki kalıcı olacak gibi geliyor. Geçici olan kısım ise insanların içindeki dev enerji. Bunu enerjileri bitecek anlamında söylemekten ziyade, dinlemek istedikleri müzikler anlamında söylüyorum. Dinleyici şu sıralar yüksek ve hareketli bir müzik talep ediyor. 

“Yeni müzisyenler buldukça, o müzisyenlerde sizi heyecanlandıran yeni ögeler keşfettikçe, kendiniz de oraya doğru yönelmeye başlıyorsunuz.” 


Yine söz konusu alanda, senin için ülke çapında yaşanmış en zirve olay neydi?

Benim yaşımın yeteneklerinden bahsedersem; Radar Live 2007 diyebilirim. Cocorosie, Groove Armada, Ellen Allien, Apparat, The Rapture, Radioslave, Kelis, Peter Björn and John ve daha bir sürü efsane isim vardı. Artık bu isimleri bir arada görmek zor. Aynı zamanda Rock’n Coke 2011 de büyük bir olay tabii. Bir de Daft Punk, Roger Waters: The Wall ve Massive Attack konserleri de efsane denilecek olaylardan pek tabii. 


Senin için kontrol ve özgürlük kavramları ne ifade ediyor?

Bu kavramların bulunduğumuz alanlara göre şekil değiştirdiğini düşünebiliriz. Çoğu zaman özgürlüğümüzü de kontrollü yaşıyoruz, isyanımızı da, paylaştığımız müziği de. Aynı zamanda etkinliklere kendimizden bir şey katarken de içinde bulunduğumuz koşullara ve karşımızdaki kitleye göre de kontrollü bir imza atmak önemli oluyor. 


Geçmişinde oldukça sert müzikler olduğunu biliyoruz. Dünya çapındaki DJ/prodüktör profillerinde de benzer durumlara rastlamak mümkün. Sen bu geçişi ve ilişkiyi nasıl yorumluyorsun?

Aslında benim “sert” çaldığım dönemdeki türler, yani New Rave, Synth Pop, Indie - Electro gibi müzikler, o döneme göre pek de sert sayılmıyordu. 2000’lerin başında ağır 80’ler esintisi vardı ve saw-synth’ler oldukça revaçtaydı. Sanırım çıktığınız yola aynı yerde devam etmemek, yeni şeyler keşfetmek isteği bu geçişin ana etkeni olsa gerek. Yeni müzisyenler buldukça, o müzisyenlerde sizi heyecanlandıran yeni ögeler keşfettikçe, kendiniz de oraya doğru yönelmeye başlıyorsunuz. Kanımca kişinin şahsına münhasır bir noktaya gelmesi de bu şekilde oluyor. 


Hemi’nin müziğinden neyi çıkarırsak tüm denklem bozulur? 

Groove!