Her Zaman Daha Fazlasını Ara

SARP CAN KÖROĞLU 

Ekranlarda canlandırdığı farklı rollerle, görsel hafızanıza çoktan yer etmiş bir oyuncu o. Kendisiyle ve hayatla ilgili net bir duruşa sahip olan Sarp Can Köroğlu, çekici kontrastlarla dolu bir karakter. Ve hayır, bu kez rol yapmıyor. 

Arkeoloji eğitiminden sana kalan en önemli bilgi nedir?

Genel kültür diyebilirim. Bu, benim ilkokul yıllarımda başlayan ve sonra da devam eden tarih merakımla ilgili aslında. Bu ilgim hep vardı benim, arkeoloji bölümüyle beraber daha da perçinlenmiş oldu sadece. 

Kontrastların birbirini tamamladığına, dahası bir diyalog yarattığına inanıyor musun? 

Muhakkak inanıyorum ve bu durum, dünyayı daha eğlenceli daha yaşanabilir bir yer kılıyor. Hepimiz aynı olsak, aynı şeyi düşünsek, aynı kıyafeti giysek ne sıkıcı olurdu. Ne kadar çok farklılık, ne kadar çok renk, o kadar keyifli bir hayat. Bakış açım, hayat mottom da böyledir benim. 

En sevdiğin renk nedir ve sence renk bu dünyaya ne getirir?

Spesifik olarak kahverengi, bej, lacivert ve beyazı severim. Beyaz rengine dünyanın çok ihtiyacı var ama baktığım pencere, dürüst olmak, çalmamak, adaletli olmak, ve iyi insan olmak üstüne. 

Geçmiş, bugün ve gelecek arasında hangisi en çok ilgini çekiyor?

 Bunlardan bir tanesini seçmek doğru olmaz, öyle bir bütün ki bunlar hangisinden feragat etsek yarım kalırız, gerekli dersleri çıkartamayız hayatımız için. 

Kendini sete ve role nasıl hazırlarsın?

Öncelikle canlandırılmış benzer karakterleri izlerim. Daha sonra üstüne ne katabilirim ya da ben daha iyi ortaya ne çıkartabilirim, bunun üstüne düşünürüm. Genel olarak çalışma prensibim böyledir. 

Günlük hayatın hangi sıradanlıkları sana keyif veriyor? Küçük şeylerle mutlu olabilen biri misin?

Pek değilim aslına bakarsanız ve bu benim eksik yanlarımdan biridir. Bunun üstüne fazlaca kafa yoruyorum ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Her zaman daha fazlasını istiyorum, lakin elindekilerle de mutlu olabilmeli insan. Bazen fazlaca taleplerim oluyor hayattan ama sahip olduklarımı kaçırıyorum bir yandan. 

Peki bu anlamda nasıl bir denge yaratıyorsun kendine?

Hep daha fazlasını arıyorum. Gerek duygusal, gerek maddesel. Dozaj kaçtı mı pek sürdürülebilir bir mutluluk olmuyor. Yalnız böyle söylerken de, ‘tamam elimdekiler bunlar ve bunlar bana yeter’ anlamında demiyorum. Aza tamah etmeyelim tabii ki ama elimizdekilerin de değerini bilelim. 

Sana göre kontrol kaybedilmesi gereken bir şey midir yoksa bir güç sembolü müdür?

Kontrole güç sembolü olarak bakmak, zehirlenmiş ve mutlak gücü elinde tutanların takınacağı bir tavır. Kontrolün kaybedilmesi ise söz konusu bile olamaz benim için, bu konu tartışmaya açık bile değildir. Yani bazen romantik bakabiliyor insanlar, ‘bu konuda aman biraz da salalım, kontrolü kaybedelim’ diye, ama benim cevabım yine hayır. 

Hangi rolü sen oynamış olmak isterdin?

Scent of a Woman’da Al Pacino’nun canlandırdığı karakteri oynamak isterdim. 

Genel olarak hızla ve adrenalinle aran nasıl?

Tam bir roller coaster hastasıyım. Dünyada var olan bütün parklara gitmek isterim. Yakında uçaktan atlamak gibi bir planım da var. Adrenalinle aram nasıl mı? İşte tam böyle. 

Akışta kalmak, ana odaklanmak için neler yaparsın? Oyunculuk bu anlamda sana destek veren bir araç oluyor mu?

Oyunculukla bunu bağdaştırmıyorum ama kendime gün içinde sesli olarak telkinlerde bulunuyorum. Yer yer uyarıyorum kendimi. Hatta dışarıdan bana bakıp muhtemelen ‘deli midir nedir bu’ diyen de olmuştur. 

Bugüne kadar canlandırdığın dizi karakterlerinden hangisi seni en çok düşündürdü?

Sanırsam Adını Feriha Koydum’da canlandırdığım Bülent karakteri. Aile bağları paramparça, tüm çevresiyle iletişimini kaybetmiş ve bunalımda bir çocuktu Bülent. İçselleştirdiğim noktada, benim kendi çocukluğumla tamamen zıttı bu durum ve hiç yaşamadığım bir hayata aitti. Böyle rolleri seviyorum; hiç tatmadığım, şahit dahi olmadığım başka hayatları canlandırmayı. 

“Hepimiz aynı olsak, aynı şeyi düşünsek, aynı kıyafeti giysek ne sıkıcı olurdu. Ne kadar çok farklılık, ne kadar çok renk, o kadar keyifli bir hayat. Bakış açım, hayat mottom da böyledir benim.” 

Şu sıralar gündeminde hangi projeler var?

Şimdilik birkaç işle ilgili görüşüyoruz ama netleşen bir durum yok. Başka planlarım var bu kışla ilgili. Bunlardan biri online oyun yayını, şimdilik bu kadar detay vereyim ama yakın zamanda daha net şeyler de duyarsınız. 

Sinema ve televizyon arasında oyunculuk açısından sana göre en büyük fark nedir?

Teknik olarak olağanüstü bir fark yok ama oyunculara hissettirdiği fark çok fazla. İlla ki bir tercihim olacaksa sonsuza kadar sinema olur. 

Yıllar içinde keyif aldığın şeyler değişti mi?

Fazlasıyla değişti ve değişmeye de devam ediyor yer yer. Hatta bu anlamda kendime bile şaşırıyorum. Değişmeyen tek şey bu keyif aldığım şeyler arasında, FE-NER-BAH- ÇE! 

Tatil bavulunu sana söylemeden açsak içinde neler buluruz? 

Heyecanlanacak bir şey bulabileceğinizi sanmıyorum. 

En son ne zaman doğayla temas ettin? 

Uzun senelerdir sörf yapıyorum ve dalga üstünde olma hissi, rüzgarın beni su üstünde ilerletmesi, kendimi doğayla en baş başa hissettiğim anlardandır. Süper bir özgürlük hissidir, tavsiye ederim. 

Seni motive eden, yaşam enerjini sürdürülebilir kılan bir şeyi bizimle paylaşır mısın?

Bilmemek.