glo™ İle Geleceğe Göz Kırparken, Geri Dönüş Akımlarını Unutmadık
On Yılda Bir: Farklı Kulvarlardan Geri Dönüşler
Geride bırakmaya hazırlandığımız dönem boyunca, bazılarımızın zaman kavramı konusundaki fikirleri değişmiş olabilir. Merceğimizi müziğe çevirdiğimizde, dönemlerin keskin çizgilerle böldüğü zaman, bu sefer elimize irdeleyeceğimiz başka kavramlar da bırakıyor; ‘yenilenme’ ve ‘geri dönüş’.
Söz konusu müzik olduğunda, her on yılda bir ya da daha geniş aralıklarla gerçekleşen ‘geri dönüş akımlarıyla’ karşılaşmaya devam ediyoruz. Buna bağlı olarak; müziğin kendini yeniden keşfetme, yenilenme ve fazlasını üretme gücü hiç tükenmiyor. İyi tanıdığımız bazı estetik yapıların yepyeni hallere bürünüp karşımıza yeniden çıkması ve hala farklı şeyler söyleyebiliyor olmaları da bu gücün bir dışa vurumu olsa gerek. Buradan hareketle; özellikle geride kalan yaklaşık iki yıllık dönemin de üzerimizde bıraktığı ‘nostaljik etkiyle’ geçmişi, geleceği ve dolayısıyla ‘döneme ait olmayı’ yeniden tanımladığımız bir süreçteyiz. Bu kavramları, güncel müzik üzerinde odaklanan birer büyüteçle inceleyecek olursak, karşımıza çıkanlar inceleyelim. ‘On yıl’ fikrinden yola çıktığımızda, müzikte birçok dönem estetiğinin bir çeşit birleşimi ve buluşma noktası olarak görebileceğimiz 90’lı yılları, şu sıralar baktığımız her yerde görmek mümkün; hip hop kültürünün hem global hem de yerel etkisi ve söz konusu etkinin moda sektöründe bulduğu büyük karşılık, bu geri dönüşün başrollerinden. Bunun yanı sıra, yine aynı dönemde paralel bir yol çizen ve yine ilhamını sokaktan alan punk rock’ın geri dönüşü, günümüz elementleriyle harmanlanması ve belki de en önemlisi Z kuşağının ellerinde yeniden farklı bir forma bürünmesi... Ve yine söz konusu dönemin fon müziklerinden biri olarak sayabileceğimiz elektronik dans müziğinin köklerine geri dönüşü, ‘techno’ ve ‘rave’ başlıklarının yeni dönem müzisyenler tarafından sahiplenilmesi, fark ettiğimiz baskın gelişmeler arasında yer alıyor. Hazır ‘evlerde’ geçirdiğimiz bir süreçten ve dönemsellikten bahsediyorken, müzik sektöründe bu kavramların en sadık destekleyicisini de unutmamak gerekiyor; müzik videoları. Hızlı tükettiğimiz ve bir görsele karşı 30 saniyeden fazla sabrımızın kalmadığı dönemde, araya giren ‘kapanma’ hali bizlere odaklanmayı tekrar hatırlattı desek yeridir. Bu his, müzik sektöründe de ortak bir karşılık bulmuş olacak ki; birçok müzisyen adına ‘kısa film’ bile diyebileceğimiz uzunlukta videolar, sergiler ve görsel alanlardan farklı isimlerle yaptıkları iş birlikleriyle karşımıza çıkar oldular. Bahsi geçen tüm bu konular, hem gözünüzde hem de kulaklarınızda keyifli bir etki bıraksın isterseniz, öneri içerikli kısa bir listemiz olacak. İyi dinlemeler!
Peggy Gou - I Go
IDLES - Damaged Goods Turnstile - Turnstile Love Connection
black midi - Cavalcade
Nas - King’s Disease II Disclosure - In My Arms
The Killers - Pressure Machine Guns N’ Roses Absurd
Soft Cell - *Happiness Not Included
Boy Scouts - Wayfinder